DeepSeek, ABD-Çin yapay zeka yarışında önemli bir başarı elde etti. R1 modeli, düşük maliyetle yüksek performans sunarak dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu gelişmenin gelecekteki etkilerini değerlendiriyor.
40 yaşındaki Çinli Bilgisayar Mühendisi Liang Wenfeng tarafından kurulan DeepSeek, R1 yapay zeka modeli ile 10 günde büyük bir başarıya imza attı. Yapay zeka araştırmacısı Erhan Meydan, bu başarıyı değerlendirirken, “Korkması gereken biz değil ABD” dedi. ABD, yıllardır bu alanda büyük yatırımlar yaparak güçlü rakipler geliştirdi. Ancak, yeni başlayan bir şirketin bu kadar kısa sürede ve az maliyetle bu başarıyı elde etmesi beklenmiyordu.
Meydan, DeepSeek R1’in bu kadar çok konuşulmasının temel nedeninin, güçlü rakiplerine karşı gösterdiği performans olduğunu belirtti. DeepSeek’in, ChatGPT gibi diğer modellerle karşılaştırıldığında, bazı alanlarda daha başarılı olduğunu ifade etti. Bu durum, yapay zeka dünyasında yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.
DeepSeek’in sunduğu “düşünebilen” yapay zeka modeli, birçok uzman tarafından oldukça etkileyici bulunuyor. Yapay zeka alanında yapılan yatırımların yanı sıra, DeepSeek’in sunduğu düşük maliyetli çözümler dikkat çekiyor. R1 modelinin eğitiminde kullanılan Takviyeli Öğrenme (RL) teknolojisi, diğer modellerden farklı bir yaklaşım sunuyor. Bu model, bilgiyi ezberletmek yerine, kendi kendine öğrenme yeteneği ile öne çıkıyor.
OpenAI CEO’su Sam Altman, DeepSeek’in başarısını “Oldukça etkileyici” olarak nitelendirirken, bu alandaki rekabetin daha da artacağını belirtti. DeepSeek’in sunduğu hizmetlerin maliyetinin düşük olması, kullanıcılar için cazip bir seçenek oluşturuyor. Bu durum, ABD ve Çin arasındaki yapay zeka yarışının yeni bir boyuta taşınacağını gösteriyor.
DeepSeek, R1 modelinin eğitiminde büyük fark yarattı. Diğer yapay zeka modellerinin öğretmen olduğu bir sistem yerine, bu model kendi kendine öğrenme yeteneği ile dikkat çekiyor. Kullanıcılar, bu modelin sunduğu avantajları değerlendirirken, daha az çip eforu ile yüksek başarı elde ettiklerini görüyorlar. Bu durum, yapay zeka alanında yeni bir yaklaşımın benimsenmesine yol açıyor.
DeepSeek’in sunduğu hizmetlerin maliyetinin düşük olması, kullanıcılar için cazip bir seçenek oluşturuyor. Bu durum, ABD ve Çin arasındaki yapay zeka yarışının yeni bir boyuta taşınacağını gösteriyor. Uzmanlar, bu gelişmelerin gelecekteki etkilerini değerlendirirken, bilinçli bir tüketici olmanın önemine vurgu yapıyorlar.
Bilişim hukukçusu Dr. Ceren Küpeli, DeepSeek’in başarısının beklenen bir gelişme olduğunu belirtti. R1 modelinin, diğer yapay zeka araçlarıyla karşılaştırıldığında, daha az çip eforu ile başarılı sonuçlar elde ettiğini ifade etti. Yapay zeka teknolojilerinin hukuki açıdan hesap verilebilir olması için Avrupa Birliği Yapay Zeka Yasası’nın önemine dikkat çekti.
Küpeli, yapay zeka uygulamalarının insan haklarına müdahale etmemesi adına, risk oranına göre sorumluluk taşıması gerektiğini vurguladı. Kullanıcı verilerinin korunması da önemli bir konu olarak öne çıkıyor. Bu nedenle, yapay zekayı hayatımıza alırken, hukuki kriterlere dikkat edilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, DeepSeek’in başarısına kayıtsız kalmadı. “DeepSeek’in yaşattığı kırılım” ifadesiyle, bu gelişmenin önemine dikkat çekti. T3 yapay zeka camiasıyla Türkçeyi en iyi şekilde konuşacak bir dil modeli üzerinde çalıştıklarını belirtti. Bayraktar, bu alanda daha akıllı davranmak gerektiğini ifade etti.
Bayraktar, “Bu kadar GPU’nuz yoksa, ne yapacaksınız?” sorusunu sorarak, bu alandaki rekabetin zorluğuna dikkat çekti. Ancak, bu durumun avantaj sağladığını belirterek, dilin kendisini kullanarak farklı bir yaklaşım geliştirdiklerini ifade etti. Bu durum, Türk yapay zeka çalışmalarının geleceği açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.