Türkiye’nin nüfusunda yaşlanma hızı kritik derecede artarken, bu oran köylerde daha dikkat çekici boyuta geldi. Üretimin geleceğinde önemli bir sorun olarak gösterilen yaşlanan ve azalan nüfus, sadece bir yıl içinde bölgelerde 315 bin kişilik kaybı beraberinde getirdi. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin nüfus artış hızı yükselmesine rağmen, veriler nüfusun hızla yaşlanmaya başladığını gösteriyor.
Yaşlanan nüfus, Türkiye’nin tarımsal üretiminde ciddi sorunlar yaratıyor. Bitkisel ve hayvansal üretimin temelindeki küçük aile işletmeleri, köylerde azalan nüfus ve artan yaş nedeniyle arka arkaya üretimden çekiliyor. Bu durum, tarım sektöründe sürdürülebilirliği tehdit eden bir faktör olarak öne çıkıyor. 65 yaş ve üstü nüfusun payı, 2024 yılı itibarıyla yüzde 10.6’ya yükseldi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kayıtlı çiftçilerin yaş ortalamasının 58.1 olduğunu belirtiyor. Bu durum, genç çiftçilerin sektöre katılımını zorlaştırıyor. Tarımda çalışan nüfusun azalması, üretim kapasitesini de olumsuz etkiliyor. Çiftçiler, tarlada çalıştıracak işçi bulmakta zorlanıyor.
Köylerde yaşayanların oranı, 2024 yılında yüzde 6.6’ya düşerek, 10 yılda 750 bin kişilik bir kayba neden oldu. 2014 yılında 25-35 yaş arasındaki köy nüfusu 767 bin 159 iken, 2024’te bu sayı 644 bine düştü. Bu düşüş, köylerdeki sosyal yaşam sorunlarının ve ekonomik zorlukların bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Diğer yandan, köylerdeki genç nüfusun azalması, tarımda mekanizasyonun artmasına yol açıyor. Büyük üreticiler, küçük aile işletmelerinin azalmasıyla birlikte daha fazla mekanizasyona geçiyor. Bu durum, tarımda verimliliği artırsa da, köylerdeki sosyal yapıyı olumsuz etkiliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, gençlerin köylerine dönerek üretime katılmaları için çeşitli projeler geliştirmiştir. Genç Çiftçi Projesi ve Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı gibi hibeler, genç çiftçilerin tarıma katılımını teşvik ediyor. Ancak, bu projelerin etkinliği, köylerdeki sosyal yaşam sorunlarının giderilmesine bağlıdır.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, köydeki yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Evlilik, çocukların eğitim olanakları ve sağlık tesislerine yakınlık gibi faktörler, gençlerin köyde kalmasını etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.
İstanbul, 15 milyon 701 bin 602 kişiye ulaşarak, Türkiye’nin toplam nüfusunun yüzde 18.3’ünü barındırıyor. 2024 yılı itibarıyla İstanbul’un nüfusu 45 bin 678 kişi artmış durumda. Bu durum, büyük şehirlerdeki nüfus yoğunluğunu artırırken, köylerdeki nüfus kaybını daha da belirgin hale getiriyor.
İstanbul, 204 ülke ve bölgenin 131’inin nüfusunu geride bıraktı. Avrupa’da Belçika, Çekya ve Yunanistan gibi ülkelerin nüfusları İstanbul’un gerisinde kalıyor. Bu durum, Türkiye’nin demografik yapısındaki dengesizlikleri gözler önüne seriyor.